İSTANBUL’UN SU KAYNAKLARI AZALIYOR

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, düzenlediği, “İklim Değişikliği ve Su Yönetimi Sempozyumu”nda “İstanbul’da Su Kaynakları Yönetimi” konulu oturum düzenlendi. Prof. Dr. Seval Sözen’in moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, ‘İstanbul’da su kaynaklarının azaldığı’ gerçeği ile ‘toplumsal bilincin önemi’ konuları ön plana çıktı.

İTÜ Maden Mühendisliği Emekli Öğretim Üyesi Erdoğan Yüzer, Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız ve İSKİ Yönetim Kurul Üyesi Prof. Dr. İzzet Öztürk’ün sunumlarını gerçekleştirdiği oturumda, İstanbul’a daha yararlı bir su stratejisi oluşturabilmek için sorun ve çözüm önerileri ele alındı.

“TÜRKİYE SU FAKİRİ BİR ÜLKE, TASARRUF ŞART”

İstanbul’un su kültürü ve içme suları konusunda bilgi aktaran Prof. Dr. Erdoğan Yüzer, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki su kaynaklarının azaldığını ifade ederek su tasarrufuna vurgu yaptı. Yüzer, “Dünya su içinde yüzüyor gibi algımız var. Ancak bu suların yüzde 98’i okyanuslardaki tuzlu sular. Yüzde ikisi tatlı su. Tatlı suların ise bir kısmı buzullarda olduğu için yararlanabileceğimiz su varlığı sadece yüzde 1 seviyelerinde. Peki Türkiye su zengini bir ülke mi? Hayır. Su zengini bir ülke olma kriteri, kişi başına düşen yıllık su miktarı 8 bin ila 10 bin metreküp olmalıdır. Türkiye de ise bugünlerde kişi başı su miktarı bin 531 metreküp. Yani Türkiye, su fakiri bir ülke. İşte bu noktada, su tasarrufunun altını çizmek gerekir” dedi.

SUYA DUYARLI KENTSEL TASARIMLAR

Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız ise konuşmasında, iklim değişikliği politikalarının su ve çevresel yönetim politikalardan ayrı düşünülemeyeceğinin altını çizerek şöyle konuştu:

“Dünyada büyük kentlerde hem mevcut su konusunda sıkıntı var hem de iklim değişikliği yüzünden sıkıntı yaşayacak. Dünya kentlerinin yüzde 77’si bu riski taşıyor. Bu anlamda küresel işbirlikleri başlatılmış.”

Yıldız, su kaynaklarının yönetimi konusunda geliştirilecek yenilikçi politikalarda, suya duyarlı kentsel tasarımlar kadar toplumsal bilincin de önemli olduğunu ifade etti.

İSTANBUL SU KAYNAKLARININ YÜZDE 30’UNU KAYBEDECEK

İSKİ Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İzzet Öztürk ise iklim değişikliğinin İstanbul’daki su kaynaklarına etkisi konusunda gerçekleştirdiği sunumda, Marmara Bölgesi’nin genelinde bir su açığı olduğunu belirterek şunları aktardı:

“İklim değişikliğinin İstanbul’un su kaynaklarına etkilerine ilişkin farklı modellemeler kullanılarak iki senaryo çalışıldı. Bunlardan iyimser olan senaryoya göre, İstanbul’un su kaynaklarında 2049 yılına kadar yüzde 19, kötümser senaryoya göre ise yüzde 30’lara varan bir azalma gözüküyor.”

İstanbul web sitesinde açıklamalarda bulunan İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu ise, “İklim değişikliği sonucu İstanbul’un su havzalardaki azalmalarla ilgili önlemlerimizi alacağız. Bugün burada, bilim insanlarımızca dile getirilen tüm uyarıları dikkatle dinliyoruz. Bundan sonraki planlamalarımızı bu doğrultuda yapacağız.”

BÜYÜKÇEKMECE GÖLÜ ALARM VERİYOR

İstanbul’un önemli su kaynaklarından olan Büyükçekmece Gölü’nde 2030 yılına kadar su kapasitesi yüzde 25 oranında düşecek. Uzmanlar su kaynaklarının kullanımında ‘bütüncül su yönetimine’ dikkat çekti.

İklim değişikliği ile ilgili farklı simülasyonlar üzerine çalıştıklarını ifade eden TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nden Doç. Dr. Kemal Güneş, , “İstanbul’da hava sıcaklığı yüzyılın sona doğru 1 ila 5 derece artacak, yağışlar ise yüzde 12 seviyelerinde düşecek. İklim değişikliği modellerindeki en kötü senaryoya dayanarak, sıcaklığın ve etkilerinin 2030’lardan itibaren güçlü bir şekilde hissedileceğini söyleyebiliriz. 2030 yılına kadar yağış ortalaması çok düşmese de, sıcaklık artacağı için buharlaşma olacak.”

İstanbul’un en önemli su kaynaklarından olan Büyükçekmece Gölü’yle ilgili tespitlerde bulunan Güneş, “Bugün gölün su kapasitesi 119 hektometre küp (hm3) değerlerinde. Elimizdeki senaryoya göre su kapasitesi, 2050 yılına kadar yüzde 25 düşerek 89 hm3’e kadar gerileyecek.  2100 yılında ise gölün su kapasitesi 44,7 hm3’e kadar azalacak. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılması için tavsiyelerde bulunan Güneş, tatlı su kaynaklarına gelen kirliliğin bertaraf edilmesi, arıtılmış su kaynaklarının yeniden kullanılması ve yağmur suyu hasadının hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Güneş, yer altı ve yer üstü kaynaklarında, havza bazlı bütüncül bir su yönetimi planlamasının yapılması gerektiğinin de altını çizdi.

Login

Welcome! Login in to your account

Remember me Lost your password?

Lost Password